Başımız Sağolsun Türkiye’m!

Filmin bitiminde kadının sarf ettiği sözü paylaşmak isterim. Kocasını ve kızını kurtaran kadın, bir tepeden tamamen yok olmuş şehre baktı ve şöyle dedi:” Şimdi her şeye yeniden başlıyoruz.” Ve film bitti.

Sözlerin bittiği, kelimelerin boğazımızda düğümlendiği bir zamandayız. Ne söylesek, ne konuşsak, hep biraz eksik ve hep hüzünlü.

O gece uyumadığım gecelerden biriydi. Bilgisayarımda yaptığım çalışmamı sonlandırmış, sonrasında biraz kitap okumuştum. Uykumun olmadığını görünce, bir aralık salonda bulunan televizyonu açmıştım. Bir film dikkatimi çekti ve izlemeye başladım. filmin adı: “Dünyanın Sonu”… Açtığım andan itibaren sonuna kadar izledim. Gece yarısıydı ve dışarda yağmurla karışık kar yağıyordu. Film izlerken, o bir kaç saat içinde 4-5 defa odanın penceresini açıp sokağa baktım. Evimizin etrafında yaşayan ve neredeyse her gün bir kaç defa mama verdiğim kediler aklıma gelmişti. Bu soğukta, yağmur altında hiç birini görebilmem mümkün değildi tabi. Evin alt tarafındaki boşluk alana sığınmış olmalıydılar. Bu düşünceyle rahatladım biraz. Son pencereden dışarı bakışımda, evin hemen girişindeki elektrik direğindeki sokak lambasının, ben bakıp dururken karardığına, birden söndüğüne şahit oldum. Biraz bakındım, tekrar yanmayınca pencereyi kapattım. Saat dört civarı olmalı.
***
O gecenin sabahında uğradığımız büyük felaketi duyar duymaz ilk olarak bu filmi anımsadım.
O gece TV’de izlediğim filme gelecek olursak, özetle… Amerika’nın bir vilayeti büyük bir felaket yaşıyordu filmde. Güneş fırtınası çıkmış, yerden yanardağ lavlar akıtıp her yeri yakıp yok ediyordu.
Bir kadın oğlu ile beraber kocasını ve kızını kurtarmak için kendi canlarını hiçe sayıp lavların sardığı şehre geliyor, son anda kocasını ve kızını kurtarıyordu bu izlediğim filmde.
Filmin bitiminde kadının sarf ettiği sözü paylaşmak isterim. Kocasını ve kızını kurtaran kadın, bir tepeden tamamen yok olmuş şehre baktı ve şöyle dedi:” Şimdi her şeye yeniden başlıyoruz.” Ve film bitti. Muhteşem bir bitiş. Her şeye yeniden başlamak. İnsan hayatında olduğu gibi, ülke ve şehirlerin hayatında da böyle durumlar var olagelmiştir. Çeşitli sebeplerle yaşanan yıkımlar sonrası büyük yükselişler, büyük dirilişler yaşanmıştır. Örnekleri çoktur. Nagazaki ve Hiroşima atılan iki atom bombası ile yerle bir olmuş ama sonrasında o ülke de çok büyü bir “yeniden diriliş” yaşanmıştır. Geldikleri durumu anlatmama gerek yok.
***
Türkiye dünyanın en büyük depremlerinden birini yaşıyor. 10 İlimizi etkileyen ve binlerce insanımızın canını kaybettiği bu büyük felaket karşısında gözyaşlarımız sel olup akıyor. Ama biliyoruz ki, bu günlerde atlatılacak. Belki her şeye yeniden başlamamız gerekecek ama umutsuzluğa bir an bile olsa düşmeyeceğiz. Gerekenler zaman içerisinde yapılacaktır ve tekrar eski günlerde olduğu gibi güzel günler şuan için kararmış gibi görünen ufkun ardından bize gülümseyecektir.

Hepimiz ölümlüyüz nihayetinde. bir gün gelecek ve her birimiz bu dünya hayatını tamamlayacağız.

Yüce Yaratıcı hem bugünümüzü, hem yarınımızı hem de sonumuzu hayırlı eylesin.

Yakup TUTUM

Yakup Tutum

Yakup Tutum

Ağustos’un 22’sine rastlayan bir günde Manisa Turgutlu’da dünyaya geldi. Daha küçük yaşlardayken İzmir’e taşındılar. Hayatının kısa bir zaman öncesine kadar olan bölümünü bu batı şehrinde geçirdi. Hayat yolculuğunda bir çok farklı alanda kendini geliştirmeye çalışan bir insan. Yoğun okuma ve yazma yolculuğuna başladığı yıllarda Dr. Muhammed Bozdağ ile tanışması onun için bir dönüm noktası oldu. Bozdağ’ın yönlendirmeleriyle hem iş hayatı, hem okuma, hem de yazma macerası bir düzen içerisine girmiş oldu. Radyoculuk yaptı 10 yılı aşkın bir süre. Bir çok farklı program yaptı. Özellikle Recep Koçak ile birlikte sunduğu “iyilik olsun” programıına yüzlerce sivil toplum kuruluşunu ve yazarı konuk ettiler. Türkiye’nin iyilik kurumları olan sosyal yardım kuruluşu STK’ların çalışmalarının duyurulmasına katkı sağladılar bu program ile. Aynı isimle kurdukları web sitesi ile de yüz binlere ulaştırdılar bu iyilik hareketlerinin güzel haberlerini. Hızlı okuma ve hafıza eğitimi almasının bir sonucu, bir dönem hızlı okuma eğitmenliği yaptı. Çeşitli kurumlarda bu eğitimlerini devam ettiriyor. 15 civarında dergide yazıları yayımlandı. Zaman zaman çeşitli edebiyat ve kültür dergilerinde de yazmaya ve söyleşiler yapmaya devam ediyor. Özellikle gençlerin hayatlarına dokunmak için ‘gençlik yazarı’ olma hedefiyle kitap çalışmalarına devam ediyor. Bu alanda hazırladığı kitaplarını bir seri halinde yayımlamayı planlıyor. Seyr FM'de Terennüm isimli programı hazırlayıp sunuyor. / www.yakuptutum.com.tr

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir